Hani bir söz vardır; "Her yokuşun bir inişi, her inişin de bir yokuşu vardır" diye... Öylesine güzel sözler söylemişler ki atalarımız... Düşündürüyorlar, güldürüyorlar, üzüyorlar. Atasözlerini çok seviyorum. Bunu sık sık yazılarımda belirtiyorum.
***
"Her yokuşun bir inişi, her inişin de bir yokuşu vardır" atasözü; İnsanların hayattan ders almaları, peşin hükümlü olmamaları, yaşantılarına dikkat etmeleri gibi gibi şeyler için söylenmiş.
***
Ne deriz birbirimize sıkıntı olduğumuz günlerde..? "Ne üzülüyorsun? Bu yokuşun bir de inişi var" demez miyiz..? Bir de ne deriz ego katsayımızın arttığı, kibirlendiğimiz, her şeye üstten üstten baktığımız günlerde..? "Her inişin bir yokuşu vardır" demez miyiz?
***
Yüce Allah'tan yüreği temiz, iyilik dolu insanlara yardımcı olmalarını diliyor ve "gelelim sadede" diyorum...
***
Sevgili okurlarım; Bildiğiniz gibi 31 Mart 2024 tarihinde Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri nedeniyle ülkemizde kızışan siyaset, Nazillimizde de epeyce hareketlendi. Belediye başkan adayları, belediye meclis üyesi adayları, muhtar adayları harıl harıl çalışıyorlar. Hepsine de "rastgele" diyorum.
***
Değerli okurlarım; Nazillimizde yaşayan güzel insanların pek çoğu beni bilirler, tanırlar. Şuan Cumhur İttifakı'nın Ak Parti'li Nazilli Belediye Başkan Adayı Sayın Esat Ergüler'in geçmişte danışmanlığını yaptığımı çok iyi bilirler. Bu nedenle bazı değerli okurlarım; "Bu nasıl iş? Birol, daha önce danışmanlığını yaptığı Esat Ergüler'i şimdi neden eleştiriyor?" diyebilirler. Hepsine saygım var. Bana yapılan ve yapılacak olan her türlü eleştiri çok yararlı oluyor ve olacaktır da... Bu düşüncede olan değerli okurlarıma cavabım: "O günler mazide kaldı. Şimdi Sayın Ergüler siyasetçi, ben de gazeteciyim. Her ikimiz de işimizi yapıyoruz. Gerçek budur. Ancak işimizi yaparken yüreğimizden geldiği gibi doğruları ve gerçekleriyle yapmalıyız."
***
Değerli okurlarım; Son günlerde Ak Parti Nazilli Belediye Başkan Adayı Esat Ergüler'in seçim çalışmalarında gittiği mahallelerde ve oralarda yaptığı konuşmalarında beni üzen bir kaç söylemi oldu. Sayın Ergüler, bilhassa Nazilli'nin eski köy ve yeni kırsal mahallelerinde "Ben dolu dolu geliyorum. Tecrübelerimle geliyorum. Ben Nazilli'de üç dönem belediye başkanlığı yaptım. Benim param var, malım, mülküm var. Benim hiçbir şeye ihtiyacım yok. Nazilli'yi kurtarmaya, belediyeyi ayağa kaldırmaya geliyorum. Çare benim. Çare Esat Ergüler'dir" diyormuş. Sayın Ergüler'in bu sözleri beni son derece üzüyor.
***
Şimdi gelelim sözlere...
Geçmişte kazandığınız belediye başkanlığı tecrübelerinize bir diyeceğim yok. Ancak tam olarak dolu dolu değilsiniz. Eğer böyle olmuş olsaydınız; Nazilli'de sizin döneminizden kalma bazı ölü yatırımlar olmazdı. Nazilli, fabrika bacalarının tüttüğü, yüzlerce gencin ve insanın iş yerlerinde çalıştığı, aş ve iş kuşkusunun olmadığı modern, çağdaş ve üretken bir şehir olurdu. Nazilli; çiçeklerden güzel çocuklarımız için bol kreşli, geleceğimizin teminatı gençlerimiz için ise modern ve çağdaş gençlik merkezlerine sahip olurdu. Daha da saymaya lüzum yok.
***
Siz madem ki tecrübelisiniz bunları bilirsiniz.
***
Sayın Ergüler'in beni çok üzen söylemlerinden biri de "Benim param, malım, mülküm var. Benim paraya, pula ihtiyacım yok." sözleri oldu. Sayın Ergüler'in bu sözlerine karşılık, içimden; "Sayın Başkan Nazilli Belediyesi'nin borçlarını ödemeye mi geliyor acaba?" diye geçirdim.
***
Gelelim Sayın Ergüler'in "Nazilli bitmiş tükenmiş. Belediye bitmiş. Nazilli'yi ve belediyeyi kurtarmaya geliyorum. Çare benim, Çare Esat Ergüler'dir" sözlerine...
***
Sevgili Başkanım, size 15 yıl boyunca "Başkanım" demekten onur duydum. Hiç de pişman değilim. Bazı insanlara mesaj olur inşallah...
***
Sayın Ergüler, Siz geçmişte Nazilli Belediye Başkanlığı makamına halkın oylarıyla seçilerek geldiniz. Seçimlerle gelen kim olursa olsun, hangi makam olursa olsun önemlidir. Seçilenler, milli iradeyi temsil ederler. Bu nedenle onlara saygı göstermemiz lazım.
***
Zat-ı Aliniz, üç dönem Nazilli Belediyesi'nde milli iradeyi temsil etti. Nazillililer size saygı gösterdiler, sevgilerini verdiler. Siz, "Nazilli bitmiş tükenmiş. Belediye bitmiş" demekle gelmiş geçmiş bütün belediye başkanlarına karşı acımasız oluyorsunuz. Oysa ki bugüne kadar gelen, giden tüm belediye başkanları Nazilli için mutlaka bir şeyler yapmışlardır. Ben bu arada bu zamana kadar Nazilli'de belediye başkanlığı yapan ve hakkın rahmetine kavuşan tüm başkanları rahmet ve minnetle anıyor ve sağ olan geçmiş belediye başkanlarına da saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Onlara sağlıklı ömürler diliyorum.
***
Bu hususta bir şeyin altını çizmek istiyorum; Şuanki propagandalarınız sırasında zaman zaman yanınızda olan, geçmişte iki dönem (10 yıl) belediye başkanlığı yapan Sayın Haluk Alıcık ve bir dönem belediye başkanlığı yapmakta olan Kürşat Engin Özcan da bulunuyor. Bu konuda daha fazla bir şey söylemeyeceğim.
***
Şöyle bir maziye göz atalım;
***
1994 yılında Zat-ı Aliniz, Nazilli Belediye Başkanı seçildikten sonra 13 yıl bu görevi yaptı. Daha sonra milletvekili olma hevesiniz, sizi bu kutsal görevden kopardı. Aslında Nazilli halkı, sizi yine Belediye Başkanı olarak görmek istiyordu. Siz buna kulak asmadınız. Çevredeki bazı şakşakçıların gazlamalarına karşı koyamadınız ve milletvekili adayı oldunuz. Sonucu da hepimiz biliyoruz. Buna da bir diyeceğim yok. Benim diyeceğim; "Her şeyin bir zamanı vardır"
***
Siz; 2007 yılının, Nisan ayının 11. gününde Nazilli halkını boynu bükük bırakarak; Belediyeyi hiçbir deneyimi, kültürü, bilgisi ve liyakat bilinci olmayan Aytekin Kaplan'a bırakıp gittiniz.
***
Bunu o günkü siyasi gücünüzle gerçekleştirerek, Belediye Meclisi'nde yapılan oylamayla Aytekin Kaplan'ın Belediye Başkanı seçilmesini sağladınız.
***
Sayın Ergüler, Nazilli'nin çöküşü o zaman başladı. Sizin deyiminizle; "Nazilli'nin bitişi" işte o gün başladı.
***
Siz belediyeden ayrıldığınız tarihte Nazilli Belediyesi'nin hiçbir Allah'ın kuluna burcu yoktu. Araç, gereç, iş makinası filosu zengindi. Belediye tecrübeli, donanımlı personel ile yönetiliyordu ve belediyenin kasasında 8 Trilyon Lira (8 Milyon TL) nakit para vardı.
***
Eğitimsiz, tecrübesiz, bilgisiz ve beceriksiz Aytekin Kaplan, bu parayı görünce ganimet bulmuş gibi sevindi. Sizin boşalttığınız makam koltuğuna oturdu… Güzelce bir kaykıldı... Şekerli kahvesi önüne geldi... Kahvesini höpürdete höpürdete içerken; "Ben bu paraları nasıl harcarım?" diye hayal kurmaya başladı.
***
Beceriksiz Belediye Başkanı Aytekin Kaplan, gelen Ramazan Ayı'nda Türkiye'nin ünlü organizatörlerini makamında ağırladı. Cambaz, hokkabaz, dansöz, sanatçı sözleşmelerini gerçekleştirdi. Hepimiz çok iyi hatırlarız ki Nazillililer, o yılın Ramazan Ayı'nı bol cambazlı, hokkabazlı, dansözlü, sanatçılı geçirdiler.Nasılsa kasada para bol... Beceriksiz Başkan Kaplan, paraları har vurup harman savurdu.
***
Bilgisiz, tecrübesiz ve beceriksiz Belediye Başkanı Aytekin Kaplan, Belediye binasının önüne sirk çadırları gibi çadırlar kurdurdu. İçine de kabarık kabarık minderler koydurdu. Belediyenin önündeki granit kaplı sütunun önüne bir lavabo monte ettirdi. Oradan hortum çektirdi, çeşme yaptırdı, su getirdi. Çadırın içinde oturup yemek yiyen yaşlılarımız, yemeğini afiyetle yedikten sonra takma dişlerini belediyenin önündeki lavaboda yıkasınlar, burunlarını temizlesinler diye... Peki lavabonun suları nereye gidiyordu? Hemen yanındaki çiçeklerin içine...
***
Evet Sevgili Başkan Ergüler, yukarıda da belirttiğim gibi Nazilli Belediyesi'nin çöküşü işte böyle başladı.
***
Aytekin Kaplan'dan sonra 2009 yılında Nazilli Belediye Başkanı seçilen Haluk Alıcık, başkanlık koltuğuna oturduğu gün kucağına büyük miktarda borç bohçası konuldu. Çünkü Aytekin Kaplan, 22 ayda belediyenin kasasında ne var ne yok yiyip içtiği gibi, kabarık bir borç bohçası bıraktı.
***
Başkan Alıcık, bir tarafta borçlarla cebelleşirken bir tarafta da hizmetler vermeye başladı. Birinci döneminde Başkan Alıcık, Nazilli'ye bazı hizmetleri gerçekleştirdi. Birinci döneminin sonlarına doğru Aytekin Kaplan'ın bıraktığı borç yumağı biraz daha büyüdü.
***
2014 yılında Aydın, Büyükşehir Belediye kapsamına alındı. Haluk Alıcık tekrar belediye başkanı seçildi. Ne var ki belediye gelirlerinin yüzde 40'ından fazlası Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne aktarılmaya başlandı. Bu yetmiyormuş gibi Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Özlem Çerçioğlu, Nazilli'nin malına mülküne göz dikti. Gelir sağlayacak her yeri almak için çalışmalar başlattı.
***
Başkan Haluk Alıcık, bir tarafta Nazilli halkının mallarını Aydın Büyükşehir Belediyesi'ne vermemek için adalet mücadelesi başlattı. Bir tarafta hizmetlerini sürdürmek için arayışlar içine girdi ama ne yazıkki yaptığı her hizmeti borçla gerçekleştirmek zorunda kaldı. Böylelikle beceriksiz Aytekin Kaplan'ın bıraktığı borç yumağı, Başkan Alıcık döneminde biraz daha büyüdü. Başkan Alıcık, 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde seçimi kaybederek, Yerini o dönem Millet İttifakı'nın İyi Partili Belediye Başkan Adayı Kürşat Engin Özcan'a devretti. Borç yumağını Kürşat Engin Özcan'a teslim etti.
***
Başkan Kürşat Engin Özcan, almış olduğu büyük ölçüdeki bu borç yumağını çözeyim derken daha da karıştırdı. O dönem muhalif bir belediye olduğu için hükümet yardımı da alamadı. Cebelleşti durdu. Bir şeyler yapmak için çırpındı ama her yaptığı hizmeti borçla gerçekleştirdi ve o borç yumağı şimdi çözülmesi çok zor olan bir yumak halinde Kürşat Engin Özcan'ın ellerinde bulunuyor.
***
31 Mart 2024 Pazar günü eğer Zat-ı Aliniz Nazilli Belediye Başkanı seçilirse; Başkan Özcan'dan alacağınız o borç yumağını nasıl çözeceksiniz? Şimdi gittiğiniz her yerde "Çare benim, Çare Esat Ergüler" diyorsunuz.
***
Sizin elinizde sihirli değnek mi var Sayın Ergüler..? Dokunduracaksınız, çare olacaksınız ve söylediğiniz gibi Nazilli'yi şahlandıracaksınız… Bir de bunu beş yılda yapacaksınız… Öyle mi..? Yaptığınız konuşmalarda bir dönem belediye başkanlığı yapacağınızı vurguluyorsunuz. Nasıl olacakmış bu iş? Siz bana söyleyiverin de ben onları büyük büyük puntolarla yazayım.
***
İşte böyle Sayın Ergüler, Nazilli Belediyesi bu nedenlerle şimdi zor günler geçiriyor ama bu zor günlere sebep olan da sizsiniz. Siz 2007'de bu güzelim Nazilli Belediyesi'ni bilgisiz, tecrübesiz, beceriksiz Aytekin Kaplan'a bırakıp gitmekle çorabın söküğünü başlatmış oldunuz.
***
Çorabın söküğü sonuna geldi. Bu çorabı kim tamir eder? Gün ola... Harman ola...
Kaynak: Birol ERTEMÖZ
Yorum Yazın